"Tek yol budur deriz; bilmez miyiz ki bir noktadan geçebilen doğrular kadar yol vardır."

(Thoreau)




Pazartesi, Mart 28, 2011

Açık ilan: Gönüllüler aranıyor!

Bütün mesele televizyon seyredip, bilgisayar kullanabilmekligimiz, bir de arabaya binebilmekligimiz miydi?

Iyi o zaman. Simdi uzun bir cümle geliyor, sıkı durun.

Zarari sadece Bogaz Köprüsü'nden gecerken bir ihtimal ölmüs bulunacaklari degil, bütün bir ülkeyi ve ardindan kimbilir kac nesli derinden vuracak türden riskli enerji kaynaklarina gerek kalmasin diye televizyon seyirciligini de (zaten ne var ki seyredecek?), bilgisayar kullaniciligini da (zaten kullanimimizin yüzde kaci anlamli? blogger'i acin diye protesto postu yapanlarin yüzde kaci son yaptigi yemekten, son kurdugu kombinden, bebeginin /cocugunun son "ilk"inden baska bir sey anlatti? ) , arabaya binme sıklıgını da (prestijimiz azalacak ama) bile isteye azaltacak, her yastan, cinsten, inanistan ve etnik kökenden gönüllü vatan evlatlari araniyor.

Fakat bir sey söyleyeyim mi? Egri oturup dogru konusalim. Bütün mesele o degil. Bu ülkenin (her ülke gibi) durmamasi  gereken seri üretim bantlari, ödenmesi gereken borclari ve büyümesi gereken bir ekonomisi, kendine has avantajlari ( günes, rüzgar, vb),  kendine has riskleri (fay hatlari, terör riski, gelecek 50-100 yilin atom reaktörlerini isletmesi beklenen genc Türk atom mühendislerinin yetisecegi egitim sistemi, vb, vb)  var. Ne zaman ki, tartisma kamuoyu önünde Bogazici Köprüsü, tüpgaz, televizyon ve bilgisayar yüzeyselliginden  uzaklasir da buralara gelirse, o zaman somutlasacak, o zaman anlam bulacak. Belki anlamli cözümlere de ulasacak. Ama yine de inaniyorum ki, o gönüllü vatan evlatlari öyle ya da böyle o anlamli cözümün önemli bir parcasi olacak.

O zaman hatta ben de kendi kendime "yavaslayacaksin, dünya batsa üc günde birden daha sık blog yazisi yayinlamayacaksin" diye söz vermisken oturup böyle yazilar yazip yayinliyor olmayacagim. Yoksa gönülden raziyim su günesli havada bilgisayar kullanimimi azaltip nehir kenarinda yürüyüs yapmaya...

2 yorum:

  1. Valla benim bile son yazim Portakal Receli :) Ama kayit defterim blog benim ne yapayim. Evet amacim guzel mesajlar vermek, insanlarin icinde minik soru isaretlerini disa vurmalarini saglamak ama bunu Portakal Receli ile de yapamaz miyim ya da yapmamis miyim ;-)
    Diger yandan, Nukleer Enerji Muhendisi olan bir arkadasim Amerika'ya kacti! Ortaokul St Benoit, lise Fen Lisesi ama simdiki cakma fen liselerinden degil. Halis muhlis Fen lisesi. O tek en fazla iki olanindan. Universite de Hacettepe Nukleer Enerji Muhendisligi. Iki secenegi vardi, birisi kalip, devlet memuru maasi ile kit kanaat gecinmeye calismak, digeri de yurtdisina gitmek. Bu kadar cok okul ziyan olmasin dedi, gitti :((( Eskiden cok kinardim, ama simdi goz gore gore, inatla nukleer santral yapacagim diyen bir yonetime sahip olunca cocuga hak veriyorum! Atom reaktorunde calisan sinif arkadasimi gorunce cocuga hak veriyorum. Bunun yaninda uc paralik okul bitirip, kendisine, cebine guvenen ya da destek gruplari tarafindan desteklendigi icin is yapanlari gordukce... Konusmayayim ben Evren. Gonulluler cikmasin, cikarlarsa baslari derde giriyor diyebiliyorum :(((

    YanıtlaSil
  2. yazını çok sevdim.
    altına imzami atarim öyle!

    YanıtlaSil